2 Ekim 2007 Salı

İş Bankası Sorunsalı

Son bir haftadır taksit taksit İş Bankası yüzünden çıldırma aşamasına geldim. İşte hikayesi;

Araba aldıktan sonra köprüden ilk geçişimde OGS'ye başvurmaya karar verdim. Gişelerden önce İş Bankası'nın OGS kulübesi mevcuttu. Hızlıca formu doldurdum. Bu arada İş Bankası'nda önceden bir hesabım olduğu ortaya çıktı. Nitekim 9 sene önce Şişli'de otururken Pangaltı şubesinde açmış olduğum bir hesaptı. Böylece işlemler daha hızlı olacaktır. Formu doldururken "Maximum Kart ister misiniz?" sorusuna da evet dedim. Buraya kadar herşey normal.

Bir hafta sonra kartım geldi. Aslında kullanmayı pek düşünmüyordum ama yanımda bulunsun mantığı çerçevesinde cüzdana attım. Nitekim yaz tatilinde bonus kartımın limitinin zorlanması nedeni ile kullandım. Kabus geri döndüğümde başladı.

Kendi kendime dedim ki madem kullanmaya başladım bu kartı, internet şubesini de kullanayım. 444 02 02'yi aradım ve bir süre menülerde boğuştuktan sonra ulaştığım operatörden hesabımın "interaktif" özelliğinin kapalı olduğunu ve şubemden açtırmam gerektiğini öğrendim. Zaten en başta hesaplarda niye böyle bir özellik olduğuna dair operatörü bir süre kastırdıktan sonra telefonu kapattım. Pangaltı şubesi ile uğraşmak istemediğim için bana en yakın şubeden bir hesap açtırayım ve kartı buraya geçirip Pangaltı'daki hesabı da kapatayım diye düşündüm saf saf. Tepe Nautilus'a gidip bir hesap açtırdım ve Pangaltı'daki hesabı buraya geçirmek istediğimi söyledim. Gişedeki bayan Pangaltı'daki hesabın "kılavuz hesabı" olduğunu ve kapatılma, geçirilme işleminin o şubeden yapılabileceğini söyledi. Aslında Talip'in evine yakın olmasına rağmen inadım tutmuştu bir kere. "Hanımefendi, herhalde dediklerimi anlamadınız, eğer o şubeye gidebiliyor olsam zaten burada bir hesap açtırmam." Sonuçta faks üzerinden talimat gönderebileceğim çözümü üretildi. Ofise geldim. Pangaltı şubesine faks ile bir talimat geçtim. İlerleyen günlerde 444 02 02'yi bir kez daha aradım. Tabiki kılavuz hesabım devredilmemiş ve kapatılmamıştı. Yarım gün boyunca Pangaltı şubesini aradım. Her seferinde telefonu açan santralden sekreteryaya bağlanıyor ve kimse açmıyordu. Sekreteryadan vazgeçerek rastgele dahililer denedim ve sonuçta birine ulaşmayı başardım. Sorun talimattaki imzam ile sistemde kayıtlı imzamın tutmamasıydı. Sonuçta 9 senelik bir hesap olduğu için adamlara suç bulmadım. İmzamı değiştirmek için en yakın İş Bankası şubesine gitmem gerekiyordu.

Tıpış tıpış Nautilus'a geldim. Sistemdeki imzamı kontrol ettim ve sinirlerim tepeme çıktı, keza imzam 9 senedir hiç değişmemişti. Üstelik internete giremediğim için kartımdaki harcamaları bile göremiyordum. Bu arada bardağı taşıran son damla oldu ve oradaki kadın bana kartımın KIZILTOPRAK şubesine bağlı olduğunu söyledi! (Kızıltoprak neresi, nasıl yani, neler oluyor??) Kadına Kızıltoprak şubesine hayatımda gitmediğimi ve görsem tanımayacağımı açıklamaya çalıştım. O halde kartımı bu şubeye aldırın dedim. Ama bunun tek yolu kartı kırmak ve yerine yeni kart istetmekti. İşler iyice çığrından çıkmıştı. "Pardon tam anlayamadım lütfen bana onaylayın, şimdi burası bir İş Bankası şubesi, Pangaltı ve Kızıltoprak'takiler de birer İş Bankası şubesiler, ama siz oradaki bir kartı buraya alamıyor ya da bir başka şubedeki hesabı buradan kapatamıyorsunuz. Bu bağlamda tüm bu şubelerin İş Bankası şubesi olmasının ne anlamı var, örneğin siz Nautilus Öz İş Bankası olun, Pangaltı'daki de Pangaltı Kamil İş Bankası olsun, Kızıltoprak'a da karışmasın diye Kemal diyelim. Ayrı bankalar olarak iş görün, nasılsa işlemler açısından tek banka olmanızın hiçbir anlamı yok." Tabiki kadının espri anlayışı biraz kıttı.

Ve savaş başlıyor...

Bürokrasi ile çarpışmanın en iyi yolu bürokrasiyi birbiri karşısına getirmektir. Artık bu kişilerle uğraşmak bir farz olmuştu. Öncelikle o şubeden bir talimat fakslamak istediğimi söyledim. Kadının gözü önünde talimatı yazdım ve imzaladım. Kadına da talimattaki imza ile sistemdeki imzanın benzeştiğini teyit ettirdim. Sonra talimatı şubeden fakslattım.

Ertesi gün Pangaltı şubesini aradım ve cevap yine aynıydı (imzanın tutmadığı). Artık elimde bir silah vardı, imzayı Nautilus şubesinde attığımı ve talimatın da kendilerine o şubenin faksından geldiğini bildirdim ve faksın geldiğini faks numarasından kadına bunu teyit ettirdim. Kadın tabiki biraz afalladı ve diğer şube ile iletişime geçeceğini söyledi. Ama tabiki geçmeyecekti ya da çok geç geçecekti. Telefonu kapar kapamaz diğer şubeyi aradım ve gözleri önünde yazılıp onların faksından gönderilen talimatın Pangaltı tarafından kabul görmediğini söyledim. "Şubenizin bir müşterisi olarak bu konunun çözülmesini rica ediyorum." Oradaki kadın da şaşkınlık içinde Pangaltı'yı ararız biz dedi. Ama tabiki aramayacaktı ya da çok geç arayacaktı. Şimdi sıra olayı bir üst otoriteye taşımaktaydı. 444 02 02'yi aradım ve müşteri hizmetlerine bağladım. Taklit edebildiğim en şirret ses tonu ile zaman zaman ağlamaklı, zaman zaman bıkkın, zaman zaman da histerik bir şekilde bir şubelerinin gözü önünde atılan bir imzanın diğer şube tarafından kabul görmediğini anlattım. "Ayrıca bu konuşma kaydediliyorsa, en üst makama kadar dinletin ki, şubelerinizin nasıl birbirinden habersiz ve etkisiz çalıştığını bir görsünler. *Hıck* *hıck*" 20-30 dakika Operatör kadının kapatmasına izin vermedim, tam kadın biz ilgileneceğiz derken konuyu yine en başa getirip en baştan bir kez daha anlattım. Tahminen kadının iliklerine kadar işledi.

Tabiki burada da durmam mümkün değildi. Hemen http://www.isbank.com.tr/ 'ye girerek Müşteri Hizmetleri iletişim formunu buldum. Konuyu anlatan kısa(!) bir mesaj yazdım. Sonra bu mesajı 2-3 kere gönderdim. Ardından bana verilen mesaj takip kodlarını alarak 444 02 02'yi aradım ve bu kodlarla günler önce(!) gönderdiğim iletişim mesajlarına hala cevap verilmedi diye şikayet ettim.

Sonuç;
Bugün İş Bankası Müşteri Hizmetleri, İş Bankası Pangaltı şubesi ve İş Bankası Nautilus şubeleri tarafından teker teker arandım. İş Bankası'ndaki tüm hesaplarım Nautilus şubesine toplandı, diğerleri kapatıldı, yeni kredi kartım da yolda.

Alınan ders;
Bürokrasi ile başa çıkmak için farklı katmanlarını birbirine düşürün, zıtlaşmalarını sağlayın, teyitler ve isimler alın, müşteri hizmetlerini birer kere değil, üst üste ve abartarak kullanın.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

iyi günler dilerim!
okudum ve gercekten benimde yasadigimi bir kez daha sizin yazinizla yasadim.
inanilmaz bürokrasi icinde milleti yoruyorlar.on bin kere telefon ediyorsunuz saglikli cevap degil, küt diye bide tefonu yüzünüze kapatiyorlar. kücük müsteri olsam da bu davranisi anlamam ama ben kücük bir para yatiranlardan da degilim.Yurt disina cikin da paraniza insanliginiza aldiginiz saygiyi görün!
saygilarimla
yildiz daltaban

mağdur dedi ki...

batsın bu bankalar, milleti dolandırıyorlar, lüks villalarda yiyorlar.