31 Mayıs 2007 Perşembe

İş Yerinde Mutluluğun Sırrı





Kahve Falı ve Bilimsel Gerçekler

Kahve falının inanırlığını test etmek amacıyla bugün beni pek tanımayan birine bir fal baktırdım. 3 vakte kadar bu falın sonuçlarına geri dönüp ne kadarının tuttuğuna bakacağım. Sonra bu deneyi birkaç kere daha tekrarlayıp kahve falının inanırlığını bilimsel metodlarla test etmiş olacağım. (Evet kabul ediyorum, hayatımda çok az heyecan var.)
* Hayatımda yeni biri var. (Bu zaten doğru!)
* Bu kişi ile birlikte olduğum için bir kişi çok mutlu olacak, bir kişi de bizi ayırmaya çalışacak. Bizi ayırmaya çalışan kişinin ismi ya C ile başlıyor ya da içinde C var. Söyledikleri çok canımı sıkacak.
* Çok iri biri var, tahminen erkek, bana sırtını dönmüş uzağımda duruyor ve bana kızgın ya da kırgın.
* Yakın zamanda birşey başaracağım ve kalabalık bir grupla kutlayacağım.
* Çok yakında bir süredir beklediğim para, üstelik daha büyük bir miktarda gelecek.
* Ailemle ilgili bir sorun olacak, ailemden biri ile ciddi bir kavga edeceğim.
* Bu haftasonu bir yere gidiyorum ama sandığım yere değil. Bir kişiyi görmeye gideceğim ve yanımda başka biri daha olacak. Elimde de bir hediye olacak.
* Beni çok sevindirecek bir haber alacağım.
* Ardından çok kalbimi kıracak bir haber alacağım, tahminen bir boynuz durumu olacak. (*sniff*)
Evet bakalım üç vakte kadar hangileri gerçekleşecek...

Ağva'da Yapılacaklar ve Yapılmayacaklar

Evet karar verildi; haftasonu Ağva yolcusuyuz. Dağ başında eski bir köy evinde kalacak, mangalda kızartıp bol bol et yiyecek ve şuursuzca alkol alacağız. Tüm bu plan içinde yapılması ve yapılmaması gereken bazı şeyleri kararlaştırdım;

Ağva'da YapılMAyacaklar
* Eğer eski köy evinin bodrumunda ya da tavan arasında "Cin Çağırma", "Orman Ruhlarını Uyandırma" gibi başlıklı bir kitap bulunursa yüksek sesle bağıra bağıra okunmayacak.
* Eğer evin önünde sallanan bir salıncak eve yaklaştığımızda birden durursa acilen arabalara binilip uzaklaşılacak.
* Eğer köylülerden biri bize "bu evin altında eskiden kalma bir kızılderili mezarlığı vardı" derse, kızılderililerin Ağva'da ne işi var diye sorgulanmayacak, acilen arabalara binilip uzaklaşılacak.
* Eğer köye yaklaşırken yaşlı bir köylü adam/kadın bize "o eve giden çok olmuştu ama geri dönen hiç olmadı" ya da benzeri birşey derse, acilen arabalara binilip uzaklaşılacak.
* Eğer gece vakti, "haydi ormana çıkıp Blair Cadısı tribi yapalım" diyen olursa önce bir temiz dövülecek sonra acilen arabalara binilip... pardon bi' saniye bunu yapmamıza gerek yok.
* Eğer yerde ya da tavanda çizili pentagram, arapça ya da latince kelimeler bulursak veya evin bir noktasında ağzımızdan çıkan nefesi buhar olarak görebiliyorsak, acilen arabalara binilip uzaklaşılacak.
* Eğer telefon çalarsa ve diğer taraftaki ses "bir oyun oynamak ister misiniz" derse hemen Derin ve Kabaoğlu akılları başlarına gelene kadar dövülecek (Scream'in çift katil profiline grupta en çok uyan onlar keza).
* Eğer Bahar'a ağaçlar dalları ile sarkıntılık ederse, Bahar ağaçları oyalarken acilen arabalara binilip uzaklaşılacak.
* Eğer birinin kafası ters dönüyorsa ya da kusmuğu yeşilse konu fazla sorgulanmayacak, acilen arabalara binilip uzaklaşılacak.
* Eğer evde BETACAM bir video kaset bulursak önce "VHS - BETACAM savaşını nasıl oldu da VHS kazandı ya, bak sen şu pazarlamanın gücüne" konulu bir geyik yapılacak, ardından kaseti izleyip, halkayı görüp, kopyaları çıkartılıp Ağva'daki turistlere dağıtılacak.
* Eğer birden ortamı sis basar ve radyolarımız statik yaparsa hemen en yakın levye, sopa, elektrikli testere, balta alınacak ve arabalara binip uzaklaşmak yararsız olduğundan "save noktası" aranacak.
* Eğer biri "İki gruba ayrılalım, siz şuradan gidin, biz buradan" derse, dövülecek.

Ağva'da Yapılacaklar
* Bol bol et yenecek.
* Bol bol alkol alınacak.
* Bol bol korku hikayesi anlatılacak, korku filmi geyikleri yapılacak.
* Sabaha karşı alkollü bir şekilde denize girilecek, Jeff Buckley tarzı bir ölüm yaratılacak.

Günün Kelimesi

siyam sürmek
(fiil) "Stratejİk Yerlere Az Miktarda" sürmek. Yoğunlukla ilaç ve parfüm için kullanılır. (Örn:
- Parfümünden sıkıyorum.
- Be Delicious sıkacaksan siyam sür.)

30 Mayıs 2007 Çarşamba

Rakamlarla Geçen Hafta

* Otuz derece sıcakta SEKİZ bardak votka içtim ve hala hayattayım
* Evimde yine BEŞ kişiyi ağırladım
* Çok yakın BİR arkadaşımı çıplak gördüm, şoku atlatmaya çalışıyorum
* Alaturqua'ya yeniden başlayayazdım ve o gaz ile ÜÇ karakter yarattım, pişman oldum, biri dışında hepsini sildim
* BİR kere spor salonuna gitmeye çok yaklaştım ama başarılı olamadım
* Youtube'de artık İKİ video'm var
* İnternetten YÜZ bölüm kadar Süngerbıb Kareşırt indirdim
* Bir gecede İKİ büyük kutu karamelli Haagen Danz yedim
* Badem grubunun İKİ üyesiyle tanıştım ve adamlarla Wii oynadım
* Çok yakın BİR arkadaşımın kalbini kırdım ve henüz özür dilemedim

Günün Kelimesi

hayat belirtilerini kontrol etmek
(fiil) Her sabah sırasıyla şirket emailini, gmail'i, yahoo mail'i, blog yorumlarını (ki yazan yok zaten), hit raporlarını, mail listelerini, açık arttırma sitelerini, her gün bir ürün sitelerini, üyelik sahibi olunan forumları ve mesaj panolarını kontrol ederek güne başlamak. (Örn:
- Hadi gel işe başlamadan bi' sigara içelim.
- Dur önce bi' hayat belirtilerimi kontrol edeyim.)

Büyük Tren

Sabah sabah içimde Big Train izlemek için inanılmaz bir istek vardı. Böyle durumlarda kendime yardımcı olması açısından şu listeyi yapıyorum;

En İyi 10 Big Train Skeçi
10. Tom Henderson "Nooo waaay... That guy is a wanker!" Sonu o kadar aptalca ki gülmeden duramıyorum.
9. Working Class "Just dont give them any money." Birds'ü izlemeyenler için bile süper.
8. Ritz to the Titz "...would anyone like to see my monkey impression?" Bu skeçi izleyip sokaklarda titz diye dolaşmak istiyorum.
7. Murder at the Dinner Table "...I bet she would!" Nedense her toplulukta böyle bir denyo olur.
6. Try Not to Go On Fire "Never mind... never mind..." Simon Pegg nasıl bir insan??
5. False Athletic Start "Ready?" Sonu müthiş.
4. Do You Speak English? "I do speak English!" Bu skeçte beni en çok çeken şey Fransa'da geçiyor olması ve iğrenç Fransızların dilleri konusundaki snobluklarına dem vurması (öeh, nefret kussaydım).
3. Evil Hypnotist "You do know that he is an evil hypnotist, right?" Müthiş.
2. Jockeys "Jockeys... Something must have spooked them." Klasik!
1. Small Train "Doesnt it stand to reason that we need giants to push the train." Tek kelime ile mükemmel. Simon Pegg'in yüz ifadeleri müthiş.

...Ve tabiki birden bile üst sırada, ne yazık ki Youtube'de olmayan Big Train'in efsanevi skeçi, "This is the most important thing I am ever going to say to you and I am not going to say it again!"

Tanışma Bitti

Hayko Cepkin'in ilk albümü ile henüz yeni tanışmıştım ki (favorim Fırtınam) dün gece kendimi yeni çıkardığı ikinci albümünü dinlerken buldum. Bugün işe gelirken de MP3 çalarımda bu albüm vardı. İlgimi çeken birşeyi hemen paylaşmak isterim; Zaten tip itibarıyla bile ilginç biri olan bu adam ilk albümünde yumuşak vokaller ve ritmik şarkılarla piyasaya çıktı ve kendini kabul ettirdi. Ama bu ikinci albümde "Tanışma Bitti" diyerek biraz daha farklı yollara sapmaya cesaret etmiş. Örneğin daha ilk şarkıda (Yalnız Kalsın) elektronik drum&bass ritmler üzerine brutal vokal yapmaktan çekinmiyor. Tüm albümü baştan aşağı henüz sindiremedim ama bol bol elektrogitar, drum&bass ve brutal vokalli bölümler olduğunu söyleyebilirim. Bir de arada Barış Manço'nun Dönence zamanında kalan sesler var ki onları nasıl isimlendiririm bilemiyorum. Albüm kapağını da sabah sabah netten buldum ve bayıldım...

29 Mayıs 2007 Salı

Katılmam Gereken Kurslar

Şöyle bir email aldım;
Kadınlar İçin Düzenlenebilecek Kurslar:

1. Alışveriş yapmadan hayatta kalma yöntemleri.
2. Hamam böceği bir insanı yutabilir mi?
3. Karar verme teknikleri. Ne giyeceğine karar verme üzerine uygulama.
4. Direksiyonu hiç döndürmeden ileri gidip tekrar geri gelindiğinde araba bıkıp usanıp da düzgün park eder mi?
5. Annesinin yaptığı böreği yemek ile eşine ihanet arasındaki kavramsal farklar.
6. Telefonda kısa konuşma teknikleri
7. 12 çiftten daha az ayakkabı ile hayatta kalma Teknikleri
8. Paket paket diyet bisküvi yiyerek neden kilo verilmez?
9. Ocakta bırakılıp gidilen tencerenin neden bir süre sonra dibi tutar?
10. Duble hamburgerin yanında içilen kolanın diyet olup olmaması neden önemli değildir?
11. Bellek geliştirme teknikleri. Cep telefonu pin kodu nasıl akılda tutulur?
12. Karmaşık teknoloji ürünlerini kullanabilme. Cep telefonunda numara kaydetme üzerine uygulama. Televizyon kumandasında kanal kaydetme üzerine alıştırma.
13. Final maçının oynandığı saatte besinci tekrar oynayan diziyi seyretmemek bir şey kaybettirir mi?
14. Kredi kartıyla satın alma ve bedava alma arasındaki farklar. Kredi kartı borcunu kim öder?
15. Hiçbir zaman giyilmeyecek bir pantolonu indirimde yarı fiyatına almakla kim kâr eder?

Bunun üzerine ben de kendi listemi oluşturmaya karar verdim;
Katılmam Gereken Kurslar

1. "10 dakika sonra oradayım" demek 10 dakika sonra orada olmamı sağlar mı?
2. İlan takip etmeden, satıcılarla görüşmeden, gidip görmeye üşenerek insan araba alabilir mi?
3. Aldığım freelance işlerin kendi kendine olmasını beklersem bir süre sonra bu işleri gerçekten de harddisk'imde yapılmış bulabilir miyim?
4. Habire İnternet'ten Süngerbob indirip izlemek yararlı birşey midir?
5. Önüme gelen tüm belgeleri masamda üst üste yığarak çalışmış oluyor muyum?
6. İnternet'teki açık arttırmaları gün boyu 50 kuruş 50 kuruş arttırarak kastırmak caiz midir?
7. İnsan neden üyeliğini ödediği bir spor salonuna gitmeyerek sağlıklı kalamaz?
8. Sıcak günlerde siyah sweatshirt giyilir mi?
9. Blog'una her aklına geleni yazmak saçma bi' davranış mıdır?
10. Yaptığın listeleri 10, 15 gibi yuvarlak rakamlara tamamlamaya çalışmak bir akıl hastalığı mıdır?

Günün Kelimesi (Günün Anlam ve Önemini Yansıtan)

Günümün büyük bir kısmını sıcak ve bunaltıcı bir vergi dairesinde geçirdikten sonra günün anlam ve önemine dair ekstra bir kelime daha vermek istiyorum.

dükellef
(isim) Denyo vergi mükellefi. (Örn. Dokuz sene önceki vergi borcumu ödemek için onca yol gidip uğraşmamın ardından kendimi tam bir dükellef gibi hissediyorum.)

Günün Kelimesi

kulağı kınlamak:
(fiil) Birinin kınaması üzere kulağının çınlaması. (Örn:
- Off, feci kulağım kınladı.
- Kesin yine eski sevgilin onu terketmeni kınıyor.)

Bahar Temizliği

Kendim convert ya da download etmeye üşenen biri olduğum için Bursa'dan 2 CD, 1 iPod kadar MP3 ihraç ederek MP3 çalarımdaki tüm eski şarkıları silip yenilerini yüklemeye karar verdim. MP3 arşivleyen biri olmadığım için eski playlist'imi ne olur ne olmaz diye buraya not alıyorum, gün gelir bu listeye dönmek istersem benim için download edecek biri elbet çıkar.

* The Knife - Deepcuts (favori şarkılar; Pass This On, Heartbeats, You Take My Breath)
* Röyksopp - Melody A.M. (favori şarkılar; Eple, Poor Leno, Remind Me)
* Röyksopp - The Understanding (favori şarkılar; What Else is There?)
* Iio - Poetica (favori şarkılar; Rapture, At the End, Smooth, Runaway, Kiss You, Is It Love)
* Vega - Hafif Müzik (favori şarkılar; Hafif Müzik, Ankara, K9, Mendil, Şarkı)
* Prodigy - Music for the Jilted Generation (favori şarkılar; Poison, Voodoo People, No Good)
* Justin Timberlake - Future Sex/Love Sounds (favori şarkılar; My Love, What Goes Around)
* Tek Şarkılar; Basement Jaxx - Take Me Back to Your House, Prodigy - Narayan ve Breathe, Melanie C - I Turn to You, Justin Timberlake - Cry Me a River, Kanye West - Gold Digger, Badem - Sen Ağlama, Alcazar - Crying at the Discotheque, Craig David - Unbelievable.

Evet şimdi bunların hepsi SHIFT + DELETE. Bakalım Onur'un getirdiği CD'lerde neler var...

28 Mayıs 2007 Pazartesi

Beyoğlu Hatırası

Tanrıyı Güldürmek İstersen Planlarından Bahset

Bugün farkettim ki hayatta elime geçen tüm resimleri My Pictures'ın içine atarak gigabyte'lık bir çöplük yaratmışım. Temizlemek saatlerimi aldı, aşağıdaki gibi resimleri bir kez daha keşfetmek de cabası...

Yoldan Çıkan Haftasonu Planları

Orijinal Plan: Haftasonu Bülent'i ve envai kişiyi kolundan tutup Bursa'ya git.
Gerçekleşen: Poponu kaldıramadığın ve herkes caydığı için gideme, bunun yerine Onur İstanbul'a gelsin.

OP: Cumartesi gününü güzel havada İstanbul'u gezerek ve bol bol fotoğraf çekerek dolaş.
G: Cumartesi gününü havanın acayip sıcak olmasından dolayı serin bir seramik atölyesinde votka içerek ve dolayısı ile sarhoş olarak geçir.

OP: LCD ekran ve external HD almak için Teknoport'a git.
G: Teknoport'un çok uzak olmasından dolayı bay, onun yerine Compex'e git ve orada birşey alamadan dans yarışmasına katıl.

OP: Bülent'in İngiliz arkadaşları ile buluş, gerekiyorsa gece bara götür, gündüz gezdir dolaştır.
G: Bülent'in İngiliz arkadaşlarını gece vakti Beyoğlu'nda yürürken gör, sarhoşluk ve yorgunluk nedeni ile yanlarına gidip konuşama bile; onun yerine bar kapısında Hüseyin ile lak lak yap.

OP: Freelance işlerini bitir.
G: Yattığın yerden Onur'un Stonetalon questlerini yapmasını izle.

OP: Pirates of the Carribean 3'e git, izle, eğlen.
G: Pirates of the Carribean 3'e gece yarısı suaresine git, uyu, hatırlama.

Günün Kelimesi

zevksinmek:
1. (fiil) Zevk almak ile tiksinmek arasında kalmak.
2. (fiil) Aynı anda hem zevk alırken hem de tiksinmek. (Örn. Eski sevgilimi plajda mayo ile görünce acayip zevksindim.)

Youtube'ün Dayanılmaz Hafifliği

İnsan bir kere kötü yola düşmeyegörsün (ya da alışmış kudurmuştan beterdir). Youtube'e video koymanın erdemlerini ve kendini dünyaya rezil etmenin dayanılmaz hafifliğini keşfetmenin ardından çektiğimiz her videoyu nete atmamak için kendimi zor tutuyorum. Burada Onur ve ben dans yarışmasında rekor kırmaya kasarken, Bülent cep telefonu ile bizi çekiyor, Sado, Kazım ve Emre izlemede...

25 Mayıs 2007 Cuma

Günün Kelimesi

saparazzi:
(isim) Uzun süre sap kalmaktan dolayı her zaman elinde fotoğraf makinesi ile gezip, sokakta beğendiği kişilerin gizli gizli fotoğraflarını çeken kişi. (Örn. Tolga'nın saparazziliği yüzünden bi'gün temiz bir dayak yiyeceğiz ama bakalım ne zaman.)
Not: İsim benzerliği tesadüftür.

İntikam Soğuk Yenen Bir Yemektir

İsmini vermek istediğim bir arkadaşım (baş harfi Tolga) haftasonu toplanmamızdan utanç verici bazı görüntülerimi youtube'e koymuş. Neyseki özel olarak arasanız da adresi bilmeden bulmak çok mümkün değil. İntikamım hızlı, temiz ve acı verici olmalı, ama ne...?

Peki Ya Gay Müşteriler?

Haftasonu Planları ve Gerçekleşme Olasılıkları

* Bülent'i kolundan tuttuğun gibi günü birliğine Bursa'ya gezmeye götür (DÜŞÜK)
* Bülent kolundan tutulup sürüklenemeyecek kadar büyük olduğu için Bursa'ya gideme (YÜKSEK)
* Bunun üzerine Onur İstanbul'a gelsin (YÜKSEK)
* Bülent'in (ama bu sefer Londra'daki) İstanbul'a gelecek olan arkadaşları ile buluş (OLASI)
* Onları hamama götür (DÜŞÜK)
* Hayatında çok fazla Bülent isminde arkadaşın olduğunu farket (OLDU BİLE)
* Bar açılışına katıl (BELİRSİZ)
* Üzerindeki freelance işleri bitir (DÜŞÜK)
* Pirates of the Caribbean 3'e Onur ile git (YÜKSEK)
* Pirates of the Caribbean 3'e Kuti ile git (OLASI)
* Pirates of the Caribbean 3'e hem Onur hem Kuti ile git, hatta ikisini bir araya getir tanıştır, hayatındaki insanları konsolide et (HMM...)
* Tüm haftasonu evde miskin miskin pinekle (YÜKSEK)
* Son yazdığının üsttekilerle çeliştiğini farket (OKSİMORON)
* Haftasonunu bu blog'a bişiler yazarak geçir (OLASI)

24 Mayıs 2007 Perşembe

Günün Kelimesi

vattıfak devletleri:
1. (isim) İkinci Dünya Savaşı'nda itilaf ve ittifak devletleri dışında ne yapacağını bilemeyerek nötr kalan devletlere verilebilecek uydurma isim. (Örn. Türkiye İkinci Dünya Savaşı'nda vattıfak devletleri arasındaydı.)
2. (nida) Çok şaşırtıcı bir olay karşısında kullanılabilecek şaşkınlık nidası. (Örn.
- Dün ofise gelen ISO9001 denetçisi tüm çalışanlara yoga yaptırdı.
- Vattıfak devletleri!)

23 Mayıs 2007 Çarşamba

Bar Hatırası

French, Saunders, Bjork ve Bülent Tek Başlıkta

Londralı dostum Bülent (ki kendisi sağa sola komik linkler atan, webcam'lere ya eflatun ceket ve pembe gömlek ya da çıplak çıkan süper bir insandır) beni youtube'de French & Saunders ile tanıştırdı. Britanyalıların komedi anlayışını her zaman sevmişimdir. Günümü kadınların skeçlerini izleyerek geçirdim. Sonra Bjork skecini izlerken Bjork'un nasıl da taklit edilemediğini, daha doğrusu ne kadar çılgınca taklit edilirse edilsin yine de kendisine benzediğini farkettim. Sonra aklıma geçen TV kanalında yarısından izlediğim bir klip için Tolga'nın Bjork'un yeni klibi dediği geldi. Sonra buradan Bjork'un yeni bir albüm çıkardığı çıkarımını yaparak nette onun peşine düştüm. Birkaç saatim de böyle öldü. Ayrıca nedense bunu da buraya yazma gereği duyarak bir yarım saatimi daha öldürdüm.

Neyse ben işimin başına döneyim...

Rakamlarla Geçen Hafta

* BİR yunanlı ile öpüştüm
* BEŞ kişiyi evimde rahat rahat ağırlayarak evin kapasitesini ölçtüm (kasmadan yediye çıkartabilirdim, hatta aynı yatakta yatacak çiftler de olabileceğini düşünürsek hmm...)
* Gaza gelerek SEKİZ tane PS2 oyunu aldım ve tabiki hiçbirini oynamadım
* ÜÇ eski sevgilimi gördüm
* BİR kere bile spor salonuna gitmedim (peki öyleyse iki şişe carnitine nereye gitti??)
* Aynı hafta içinde İKİ kere bara çıkarak rekorumu egale ettim - ki rekorum altı ayda bir bar gibi birşeydi
* Bir gecede YEDİ bira içmeye yeltendim, neyseki üçünü elimden Bülent kapıp bitirdiği için sarhoş olmadım (gerçi belli bir saatten sonrası biraz bulanıklaştı)
* ON tane freelance iş aldım, patlamanın eşiğindeyim
* DÖRT kişi aynı anda Donkey Konga oynamayı organize ettim, hem de iki kere ve farklı kişilerle
* BİR partiye katıldım ve sayamadığım kadar kişi ile tanıştım
* ÜÇ gün pasaportumu aradım ve bulamayarak bir yurtdışı gezisini iptal ettim
* Fas'a BİR davetiye aldım
* DOKUZ sene önceki şirketimin vergi borcu banka hesabımdan haczedildi, dokuz senedir bana ulaşamayan vergi dairesini gidip bizzat kutladım

Günün Kelimesi

ibnetize etmek:
1. (fiil) Heteroseksüel birini homoseksüel yapmaya uğraşmak. (Örn. Üst kat komşumu ibnetize etme çalışmalarım sürüyor.)
2. (fiil) Umumi bir ortamda aniden çok efemine bir hareket yapıp herkesi şok etmek. (Örn. Arkadaşımın attığı şuh kahkahanın ardından tüm lokanta ibnetize olup bizim masaya baktı.)