19 Haziran 2007 Salı

Peki Aşk Bir Hastalık...

Aşağıda verdiğim ve yeni başladığım Sam Harris'in kitabından okuduğum kadarıyla bir çıkarım yapmak istiyorum. Ana fikir şu; eğer toplumsal olarak bir kişilik ya da akıl bozukluğunu çoğunluk olarak gösteriyorsak bunu toplumsal bir uzlaşma ile yok sayıyoruz. Bizim bugün yok saydığımız bazı şeyler yarın öbürgün çocuklarımız tarafından belki bir akıl hastalığı ya da bozukluk olarak kabul edilecek. Tabiki onun örneği "din", bana düşündürdüğü ise "aşk".

Bir insanın aşkından zevk alabildiğiniz iki zaman var. Bunlardan ilki sizin de o sevgiye karşılık verdiğiniz zaman duyduğunuz huzur ve mutluluk. Diğeri ise o size sevgisini sunarken sizin yüz çevirdiğiniz ve onun da dizleri üzerinde ağlayarak ve sürünerek size geldiği zaman aldığınız zevk. Peki aşk bir hastalık, ama ikinci durumda aldığınız zevkin ilkinden daha kuvvetli ve tatlı olması da ekstra bir hastalık değil mi? Peki ya ben birine sevgimi sunarken onun bana yüz çevirmesi ile duyduğum o garip huzur. Hani kaybetmiş olmanın ve bir süre için haklı olarak acı çekecek bir kişi olmanın verdiği dayanılmaz vazgeçme ve hafiflik duygusu.

Ben en iyisi bu konuda da bir kitap bulayım...

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Valla genel geçer bişimiş gibi yazmışsın ama ben herkesin "o sevgisini sunarken sizin yüz çevidiğiniz ve onun da dizleri üzerinde ağlayarak ve sürünerek size gelmesi"nden zevk aldığını sanmıyorum ki mesela şahsen ben almam. Hatta ben yüz çeviremem o da ayrı bişey.
Bi de birisi bana yüz çevirirse ondan da huzur duymam.
Noluyo lan, sen hakkaten hastalıklı aşıkmışsın! Sana hemen bi terapi lazım, en azından rakı masası (öle barlarda şuursuzca votka içmek değil ama... rakı masasının olayı farklıdır).

sercan dedi ki...

Biraz abartmış olabilirim de hani seni kırdıktan sonra gelip seninle barışmaya çalıştığı senin de ağırdan aldığın zamanlardan bahsetmiştim aslında...